Bu durumu, iç balonlu otomobil lastiklerindeki patlaklara benzetmek mümkündür. Dış tabakada (karın duvarı) bir yırtık olması halinde iç balon bu yırtıktan dışarı doğru çıkacaktır. Bu zorlama zamanla deliğin daha fazla büyümesine yol açabilir.
Fıtık oluşumu için öncelikle bireyin dokusunda bir zayıflık olması gerekir. Bu durum fıtığın altyapısını hazırlar.
Bu zemine,
- kronik öksürük,
- Sigara alışkanlığı,
- kabızlık,
- fazla kilo,
- aşırı ağırlık kaldırılması
- idrar yaparken zorlanmaya
neden olacak patolojiler (örnek: prostat hipertrofisi) eklenmesi durumunda var olan fıtık büyüyebilir veya ağrılı hale gelebilir.
Fıtık hem gözle görülen hem de başlangıç halindeyken hissedilebilen bir hastalıktır. Belirginleşmiş olgularda, fıtık bölgesinde gözle görülür bir şişlik vardır. Bu his, fıtık bölgesinde bir basınç, rahatsızlık veya künt bir ağrı şeklinde olup, bunların şiddeti fiziksel aktivite ile artabilir.
Unutmayınız: Her fıtık şişlik oluşturmayabilir!
Her kasık ağrısı fıtığa bağlı değildir!
Ülkemizde, resmi kayıt ve istatistik alanlarında henüz yeterli düzeye ulaşılamadığı için birçok hastalık konusunda olduğu gibi fıtık için de kesin bir sıklık belirtmek mümkün olamamaktadır. Ancak hastanelerimizin genel cerrahi polikliniklerine en çok başvurulan şikâyetlerin ve genel cerrahi ameliyathanelerinde en çok yapılan ameliyatların başında geldiğini söyleyebiliriz. A.B.D.’de yılda 750.000’den fazla kasık fıtığı (inguinal herni) ameliyatı yapılmaktadır. Yine aynı ülkede toplumun % 2’sinde fıtık olduğu, yani yaklaşık 5 milyon fıtık hastası olduğu bildirilmektedir.
Bazı toplumlarda özellikle kasık fıtıkları çok yaygındır. Bunun en çarpıcı örneklerine bazı Afrika ülkelerinde rastlanmaktadır.
Karın duvarının her bölgesinde fıtık görülebilir. Ancak, en sık rastlanan fıtık tipi (tüm fıtıkların % 70-80’i) kasık fıtığıdır (inguinal herni).
Femoral herni kasık fıtığına yakın bir anatomide ortaya çıkan bir hastalıktır ve yeri uyluğun üst kısmıdır.
Göbek fıtığı (umblikal herni) göbek deliğindeki açıklıktan gelişir. Doğuşta ya da sonradan fark edilebilir.
Göbeğin yanında (paraumblikal herni) veya karın orta hattında göbek seviyesinden yukarı doğru da fıtıklar görülebilir (Epigastrik herni).
Spigel fıtığı (Spigelian herni) ise göbek seviyesinin altında ve karın yan tarafında, karın kaslarının birleşme yerinde görülen, nadir bir fıtık tipidir.
Ameliyat sonrası fıtıklar ise (insizyonel herni=kesi fıtığı=postoperatif fıtık) karın ameliyatlarının % 10-15’inden sonra gelişen fıtıklardır.
Bugünkü bilimsel kanıtlara göre tüm karın duvarı fıtıklarının tedavisi cerrahidir. İlaçla ya da başka bir yöntemle tedavi mümkün olmamaktadır.
Fıtık, karın duvarında gelişen geri dönüşsüz bir değişikliktir ve kendiliğinden kaybolması olanak dışıdır.
Fıtık şüpheniz varsa ya da belirgin fıtık sahibi iseniz öncelikle bir cerraha muayene olmanız gerekir. Fıtığınızın büyüklüğünü ve ciddiyetini ancak bu şekilde öğrenebilirsiniz. Doktorunuz size fıtığınızı ve ameliyatın risklerini anlatacaktır. Ameliyat kararını birlikte vermeniz en doğru yaklaşım gibi gözükmektedir.
Unutulmaması gereken 6 nokta:
1. Hiçbir fıtığın kendiliğinden iyileşmesi mümkün değildir.
2. Fıtıkların zamanla büyüme olasılığı yüksektir. Erkeklerin kasık fıtıkları skrotuma (torbaya) inebilir.
3. Fıtığınız zamanla şiddetli ağrıya ve fiziksel aktivite kısıtlığına neden olabilir.
4. Komplikasyon gelişme riski mevcuttur (boğulmuş fıtık).
5. Geciktirilen fıtıkların tedavisi ve ameliyat sonrası dönemi daha zor olabileceği gibi, beklemenin ameliyatın uzun dönem sonuçlarını olumsuz etkilemesi gibi olumsuz bir durum da söz konusu olabilir.
Bugün için genel kanı ve öneri; bir kez fıtık tanısı almışsanız fıtığınızı en kısa sürede tedavi ettirmenizdir.
6. Bel ve boyun fıtıklarının aksine karın duvarı fıtıkları fizik tedavi ve egzersiz programlarından yarar görmez. Bel fıtığında omurga çevresindeki kasları güçlendiren hareketler fıtığı stabilize ederek kısmi iyileşme sağlarken, karın duvarı fıtıklarında karın kasları ile yapılan egzersiz karıniçi basıncını arttırarak fıtığın iyice dışarı doğru itilerek büyümesine neden olur.
Karın duvarındaki zayıflıktan dışarı çıkan karıniçi organların bu geçiş yerinde sıkışması ve karın içine geri dönmemesi haline “boğulmuş fıtık” denir. Burada boğulan organların barsak olması halinde beslenme bozukluğu (gangren) gelişme riski söz konusudur. Bu nedenle, boğulmuş fıtıklar acil cerrahi olgular olup, vakit geçirilmeksizin ameliyat edilmelidir
(bakınız; Fıtık Ameliyatı → Acil Fıtık Ameliyatları)
Elbette. “Bilateral inguinal herni” olarak da adlandırdığımız iki taraflı kasık fıtıkları aynı seansta lokal ve genel anestezi ile ameliyat edilebilir. İki taraflı onarım ameliyat sonrası dönemde belli oranda geçici idrara tutukluğuna neden olabilir. Ağrı ve hareket kısıtlılığının ise tek taraflı onarıma göre biraz daha fazla olması beklenir. Bunun ötesinde, ameliyatın başarısı ve nüks açısından herhangi bir kaygı taşımanıza gerek yoktur.
Bununla birlikte, 50 yaş altı erkek hastalarda iki taraflı açık kasık fıtığı ameliyatının aynı seansta yapılması bazı sıkıntılar doğurabilmektedir. Söz konusu tablonun nedeni kas yapısı güçlü hastaların bir taraftaki erken dönem ağrı nedeniyle ağırlığını diğer tarafa vermeleri ve bunun ileride karşı tarafta kronik ağrıya neden olması gibi gözükmektedir. Tek taraflı fıtık yakınması ile başvurduktan sonra muayene ve ultrasonografide karşı tarafta da küçük fıtık saptanan hastalarda o fıtık da onarıldığında hastanın ameliyat sonrasında büyük fıtık tarafını sakınması ve kronik ağrının küçük fıtık tarafında gelişmesi ilginç bir klinik gözlem olmuştur.
Bebek ve çocuklardaki kasık fıtıklarının komplikasyon yani boğulma oranı yüksektir. Bu nedenle tanı koyulduktan sonra elektif koşullarda onarılmaları gerekir. Bu durum göbek fıtıkları geçerli olmadığı için 4 yaşına kadar beklenebilir.
Daha geniş bilgi için tıklayınız –> Çocuk Fıtıkları
Not: Çocuk yaşta ortaya çıkan fıtıkların ameliyatını Çocuk Cerrahisi uzmanları yapmaktadır.
Bu tür eski yöntemlerde bireyin kendi dokuları dikişle birbirine yaklaştırılır. Özellikle fıtık açıklığının büyük boyutta olduğu hastalarda bu tercih gerginliğe yol açacaktır. Bu gerginlik, ameliyat sonrası erken dönemde şiddetli ağrıya ve rahatsızlık hissine, normal aktiviteye ve işe geç dönülmesine, uzun vadede ise hastalığın tekrarlamasına neden olur. Hatta bazı ameliyatlarda, hasta daha ameliyat masasındayken, anesteziden uyandırılması sırasında, öksürme veya öğürme ile bu dikişlerin yırtılması gibi tecrübeler de nadir değildir.
Ancak dikiş onarımları bazı zorunlu durumlarda ve kesinlikle yama kullanılmasını istemeyen hastalarda kullanılmaktadır. Bu durumda kasık fıtıkları için en uygun onarım tekniği Shouldice ameliyatıdır. Deneyimli ellerde yapılan Shouldice onarımının komplikasyon ve nüks oranı düşüktür.
Yama kullanılarak yapılan bu modern teknikte dokularda gerilim oluşmaz. Bireyin kendi dokusu dikişle yaklaştırılmadan kendi rahatlığına bırakılır. İyileşmeyi, bölgeye yerleştirilen ileri teknoloji ürünü yama sağlar. Ameliyatta yapılan cerrahi travma azdır. Geniş doku ayrılmalarına ve dikilmelerine gerek yoktur.
Kasık fıtıkları tedavisinde nüks oranını % 1’in bile altına düşüren Lichtenstein Onarımı, A.B.D.’nin Los Angeles kentindeki Lichtenstein Fıtık Enstitüsü’nün (Lichtenstein Hernia Institute) kurucusu Dr.Lichtenstein tarafından geliştirilmiştir. Yöntem, Amerikan Cerrahlar Koleji’nce (American College of Surgeons) kasık fıtığı tedavisinde çağımızın altın standardı olarak kabul edilmiştir. Bu teknikte, dokulara yapılan cerrahi travma da çok azdır. Bu nedenle ameliyat sonrası ağrı da hafiftir. Nüks oranı ise çok düşüktür. Lichtenstein Onarım’ nın en önemli avantajlarından biri de lokal anestezi ile, hastanın uyutulmasına ya da belinden geniş ölçüde uyuşturulmasına gerek kalmadan yapılabilmesidir. Ameliyattan sadece yarım saat önce merkezimize ulaşan hastalarımız, olağan durumda yaklaşık 30-45 dakika süren operasyonu takiben kısa süreli bir dinlenme ve derlenme dönemi geçirmekte ve yine normal koşullarda ameliyattan 2 saat sonra evine dönebilmektedir. Lokal anestezinin önemli bir üstünlüğü de bölgeden ağrı duyusunu taşıyan sinirlerin ameliyattan önce anestezik madde ile bloke edilmiş olması nedeniyle ameliyattan sonra ağrı seviyesinin çok düşük olmasıdır. Zira cerrahi girişimlerden sonraki ağrı, dokuların kesilmesi ve ayrılması sırasında ortaya çıkan aracı maddelerin sinir uçlarını etkileyerek ağrı döngüsünü başlatmalarıdır. Lokal anestezi ile daha ameliyat başlamadan sinirlerin bloke edilmesi, ağrıya yol açan bu aracı maddelerin etkisini en az indirir.
Daha geniş bilgi için sitemizin tıklayınız → Kasık Fıtığı Ameliyatları
Endoskopik/Laparoskopik fıtık onarımı da yama ile yapılan bir ameliyattır. Bu nedenle, temelde Lichtenstein onarımına benzer. Ancak bu onarım lokal anestezi ile yapılamaz. Hasta mutlaka genel anestezi almak zorundadır. Daha pahalı bir yöntem olup çok daha fazla deneyim ister. Bugün iki teknik arasında nüks açısından fark gösterilememektedir.
Laparoskopik onarımda daha derinde ve seçilen alt tekniğe göre karın içinden çalışıldığı için ameliyatın daha hassas, daha hayati anatomik yapıların etrafında yapılması zorunludur.
Daha geniş bilgi için tıklayınız → Fıtık Ameliyatı
Doğru teknikle doğru yere yerleştirilmiş mesh insan vücuduna herhangi bir zarar vermez. Nadiren hastanın bir yabancı cisim hissinden yakındığı kaydedilmekle birlikte bu genelde subjektif bir yakınma, yani sadece his olup muayene ile somut bir bulgu saptanamamaktadır. Daha geniş bilgi için sitemizin “Yama Tipleri” bölümüne bakabilirsiniz.
Çok nadir olsa da bazı olgularda yamaya bağlı yapışıklıklar, yamanın toplanması, yamaya bağlı kronik ağrı ve yara/yama enfeksiyonu gelişebilmektedir. Bu durumlar hastanın yapısına bağlı olabileceği gibi ameliyat tekniğinin doğru uygulanmaması sonucu da ortaya çıkabilmektedir. Doktorunuz bu konuda size ayrıntılı bilgi verecektir
Anestezi tipleri üçe ayrılmaktadır.
- Genel,
- Rejiyonel
- Lokal
Anestezi bilim alanındaki gelişmeler sonrasında her üç tip anestezi de son derece güvenli hale gelmiştir. Her hasta için en uygun anestezi tekniği hasta-cerrah-anestezist işbirliği ile seçilebilir.
Çocuk fıtıkları hariç, kasık fıtıkları ve göbek fıtıklarının bir bölümü hastanın uyutulmasına gerek kalmadan lokal anestezi (sadece ameliyat bölgesinin uyuşturulması) ile ameliyat edilebilir. Bazı ileri olgularda ise genel anestezi gerekebilir.
Bir diğer seçenek, regional (spinal) anestezidir. Bu teknikte, hasta uyanıktır ve belinden verilen anestezik maddenin etkisiyle ağrı duymaz. Ancak bu anestezi şeklinden sonra belli bir süre yatarak istirahat etmek gerekir. Zira, hastanın bacak kasları da etkilendiği için yürümesi bir süreliğine mümkün olamamaktadır.
İnsizyonel hernilerde tercih edilen daha doğrusu gerekli olan anestezi, çoğu olguda genel anestezidir.
Lokal anestezi, genel anestezi açısından risk grubunda olan, yani kalp veya akciğer sistemi gibi hayati mekanizmalarla ilgili yandaş hastalıkları olan bireyler için çok uygun bir seçenektir. Bununla birlikte, gereksiz genel anestezi riskini ekarte etmesi nedeniyle, uzman merkezlerde olguların % 95’inde tercih edilir. Kulaklıktan tercih ettiği müziği dinleyerek ameliyat olan hasta, ameliyattan sonra da uzun süre ağrı hissetmez ve ameliyat masasından yürüyerek kalktıktan sonra koltukta oturarak dinlenebilir. Ameliyattan kısa süre sonra da evine dönebilir. Lokal anestezinin önemli bir üstünlüğü, bölgeden ağrı duyusunu taşıyan sinirlerin ameliyattan önce anestezik madde ile bloke edilmiş olması nedeniyle ameliyattan sonra ağrı seviyesinin çok düşük olmasıdır. Zira, cerrahi girişimlerden sonraki ağrı, dokuların kesilmesi ve ayrılması sırasında ortaya çıkan aracı maddelerin sinir uçlarını etkileyerek ağrı döngüsünü başlatmalarıdır. Lokal anestezi ile daha ameliyat başlamadan sinirlerin bloke edilmesi, ağrıya yol açan bu aracı maddelerin etkisini en az indirir. Lokal anestezinin bir başka üstünlüğü ise, ameliyat sırasında fıtığın durumunun en doğru şekilde değerlendirilmesine olanak sağlamasıdır. Zira hasta ağrı hissetmemekte ancak uyanık durumdadır. Fıtığın yeri, büyüklüğü ve yandaş fıtıklar hastanın öksürtülmesi suretiyle karıniçi basıncının yükseltilmesi ile kesin olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle, lokal anestezi ile yapılan fıtık onarımlarında gözden kaçmış fıtık riski çok daha düşüktür.
Lokal anestezi ile yapılan tüm ameliyatlar süresince hastanın kalp ve oksijenlenme durumu monitörle izlenir. Damardan yapılan sakinleştirici (sedatif) ilaçlar da hastanın ameliyat süresince sakin kalmasını sağlar.
Daha geniş bilgi edinmek ve lokal anestezi ile kasık fıtığı onarımı videomuzu izlemek için sitemizin “Lokal Anestezi” bölümüne bakabilirsiniz.
Normal koşullarda, 2 saat kadar istirahat ettikten sonra evinize dönebilirsiniz. Herhangi bir sorun hissetmeniz halinde doktorlarınızı mobil telefonlarından aramanızı rica edeceğiz.
İnguinal, femoral ve umbilikal herni onarımı ameliyatlarında; lokal anestezi sonrası 2.saatte, genel anestezi sonrası ise 6.saatte hastanın evine gitmesinde genellikle hiçbir sakınca yoktur. Ancak, daha uzun süre gözlem altında kalması gerektiği düşünülen ya da kendisi böyle bir talepte bulunan hastalar 24 saate kadar takip ve tedavi edilebilmektedir.
İnsizyonel herni onarımları için genelde bu kadar erken eve dönüş mümkün olmamaktadır.
Kasık fıtığı onarımından sonra normal aktivitede genelde sıkıntı yaşanmaz; ancak merdiven çıkmak ve inmek zordur. Araba kullanmak için de en az 48 saat beklemenizi öneririz.
Normal koşullarda 2 hafta sonra herhangi bir kısıtlama olmaksızın çalışabilmek mümkündür. Bu süre, bireysel özelliklere bağlı olarak sadece 1 hafta da tutabilir; ancak nadiren de olsa 6 haftaya kadar uzadığı bildirilmiştir.
Geniş karın ameliyatı fıtıklarının onarımından sonra gereken zaman ise daha uzun olup, en azından 6 ay boyunca aşırı fiziksel aktiviteden ve ağır yük kaldırmaktan kaçınılması önerilir.
Kasık ve karın duvarı fıtık onarım tekniklerinin cinsel aktivite ve üreme sorununa yol açtığı gösterilmemiştir. Hastanın ağrı hissetmemesi durumunda cinsel aktivitede bulunmasında herhangi bir sakınca yoktur. Bu konuda nadiren görülen sorunlar genelde ameliyattan değil, hastanın kendini ve yarasını sakınma psikolojisinden kaynaklanır.
Bu konu hakkında ayrıntılı bilgi için tıklayınız → Fıtık ve Cinsel Yaşam
Kasık fıtığı ameliyatlarından sonra enfeksiyon gelişmesi olasılığı, bilimsel kaynaklara ve kendi deneyimimize göre düşüktür.
Ayrıca, her ameliyattan önce 1 doz antibiyotik ile önlem alınmaktadır. Antibiyotiğe ameliyat sonrası dönemde devam edilmesi olguların çoğunda gerekli değildir.
Enfeksiyon oranı, geniş karın ameliyatı fıtıklarının ve büyük göbek fıtıklarının onarımı için, kasık fıtıklarına göre teorik olarak biraz daha yüksek kabul edilir.
Yama ile onarımlarda kullanılan materyaller yani protezler enfeksiyon açısından özellik arz ederler. Bu nedenle ameliyatın çok titiz cerrahi teknikle ve asepsi-antisepsi kurallarına maksimum riayet gösterilerek yapılması önemlidir. Kullanılacak yamanın ameliyatın başında ambalajında çıkarılarak alet masasında açıkta bırakılması uygun bir davranış değildir. Yama cerrah yerleştirilme aşamasında geldiğinde açılmalı ve hemen kullanılmalıdır.
Hastanın kendi dokularının birbirine dikilmesi ile yapılan onarımlardan sonra nüks oranı % 20 gibi kabul edilemez düzeye yükselebilmektedir (Her 5 ameliyattan sonra 1 hastada!!!). Plastik yama (mesh) kullanılarak yapılan kasık fıtığı ameliyatlarının nüks oranı ise genelde % 5’in, fıtık cerrahisi konusunda uzmanlaşmış merkezlerde ise % 1’in bile altındadır* (Her 100 ameliyattan sonra belki sadece 1 hastada).
Kasık fıtıklarında yama kullanılmadan yapılan Shouldice onarımı da deneyimli ellerde çok düşük nüksle sonuçlanabilmektedir.
Femoral hernilerin ve insizyonel hernilerin onarımları daha zor olduğu gibi tekrarlama riski de daha yüksektir.
Her karın duvarı fıtığı vakasında ilk ameliyatın en doğru şekilde yapılması elzemdir. Zira tekrarlayan fıtıklarda dokular giderek özelliğini kaybedecek ve fıtık açıklığı büyüyecektir.
Hayır.
Bel ve boyun fıtıkları, Beyin-Sinir Cerrahisi uzmanlık dalının ilgilendiği hastalıklardır. Genel cerrahi uzmanları tarafından kasık ve diğer karın duvarı fıtıkları ameliyat edilmektedir.
Ereksiyon, bölgesel veya genel ağrılardan etkilenmesi muhtemel bir hadisedir. Bu nedenle, büyük ve rahatsızlık verici kasık fıtıklarının ereksiyonda zayıflamaya veya ağrılı ereksiyona yol açması ihtimal dahilinde olarak görülmektedir. Ereksiyon sorunu kasık fıtığına bağlı ise fıtık ameliyatını takiben düzelmesi gerekir. Ancak, uzun süredir var olan büyük fıtık vakalarında, ereksiyon anormalliklerinin fıtığın ameliyatla tamirinden sonra bir süre daha sürebileceği de bildirilmiştir. Ameliyattan sonra makul süre içinde düzelmeyen ereksiyon sorunu için Üroloji uzmanına danışılması gerekir.
Bu konuda daha geniş bilgi için tıklayınız → Fıtık ve Cinsel Yaşam